Türküm! Doğruyum! Çalışkanım!
Herkes biliyor Türk olmadığınızı!
Herkes biliyor doğru olmadığınızı!
Ve
Herkes biliyor çalışkan olmadığınızı!
Çakıcı; ey pomatyalı diye efelenirken bunu hatırlatıyordu. Siz devşirmesiniz kendinize gelin diyordu. Gün gelir kafatasınızı da ölçmeyi biliriz demeye getiriyordu. Şimdilik intibak ettiğiniz, beyat ettiğiniz, yine çakıcının değimiyle cami çıkışı ”ne mutlu türküm deyip” tecdidi iman ettiğiniz sürece varsınız.
Kendinize gelin bu büyük yalanın üzerinden şalı çekin ve ortalık aydınlansın. Osmanlının yüzyıllar boyunca devam ettirdiği devşirme mantığı bitsin. Devşirmecilikle yüzleşelim. Ayıptır, günahtır, utanç vesilesidir. Kendi ırkından utanıp başka ırka yamanmaya çalışmanın sonu kimliksizliktir, kişiliksizliktir, bizzat en büyük ırkçılıktır!
Siz Kürtsünüz
Siz Lazsınız
Siz Gürcüsünüz
Siz Arnavutsunuz
Siz Çerkezsiniz
Siz Boşnaksınız
Siz Arapsınız
Siz Rumsunuz
Siz Ermenisiniz
Siz Türksünüz
Büyük Türk milletinin kafa tası ölçümlerine göre Anadolu topraklarında topu topu 5-6 milyon Türksünüz. Gerisi Türkten çok Türkçülük yaparak yamanmaya, yanaşmaya, merkezin nimetlerine aday olmaya çalışanlarsınız.
Her sabah çocuklara yalan söyleterek, üstüne üstlük bunun üzerine tüy dikerek “DOĞRUYUM” dedirtecek kadar insanın hürriyetle erdem kazanmasının önündeki en büyük yalansınız. Özgür insan, özgür birey olmanın erdemini kazanamamış bir toplumun kendisi ve kurbanıyız.
Her sabah çocuklara yalan söyleterek, ardından yalanın en doğru olduğunu öğreten bir kabusun faili ve kurbanıyız!
Siz Allahın ayetlerini size hizmet ettiği yere kadar kabul eden, siz evrensel hukuku işinize geldiğini yere kadar gören, Türk olmayan, doğru olmayan, TEMBEL bir yığınsınız.
Sizin “aydınlanmacı kemalizminiz “ de yalandı
Sizin “ milli görüşünüz” de aldatma
“kardeşlik” vurgularınızın hepsi riyaydı
Sizin “tek vatan, tek millet, tek bayrak”ınızda aynıydı.
Doğrusu Türklük yeminin kalkması beni hiç heyecanlandırmamıştı, geri gelmesi de. Çünkü öyle bir yalan ve aldatmanın eseriyiz ki.
Doğruluktan bahsederken yalanı öğreten!
Çalışkanlıktan bahsederken çalmayı tembihleyen!
Yüzyıllardır devam eden yalan, yalancı bir sistemin kendisi ve kurbanıyız.
Şunu biliyordum ve bir daha öğrendim. Statü talebi yalnızca bir hak değil ,” özgür olmayanın dini(seçimi) olmaz” desturunun ta kendisidir, FARZDIR.
Bütün canavarların Kerkük’e abanmasının sebebi budur. Kürdün dünya üzerinde bir statüsü olmasın. Bilmesin! statü nedir, özgürlük nedir, kendi diliyle rüya görmek nasıldır?
Varlığı, türk, arap, fars varlığına armağan olsun!
Cumhuriyetle birlikte ayyuka çıkan bu topraklara giydirilmeye çalışılan deli gömleğini kabul etmeyip, herkesi uykusundan eden Kürtleri sevmeyebilirsiniz. Ama unutmayın bu Kürtler şafakın habercisi olarak kendisini öne atmış, bunun bedelini “Şeyh said meydanında, Dersimde, Zilan”da ödemiş ve hala ödemeye devam eden hakikat habercileridirler.
Sistem bir daha Kürtleri A,B,C’den başlatmak istiyor. Artık klasik bir insan hakları talebi ile bu yol yürünemez ve yürünür olmaktan çıkmıştır. Sağcısı, solcusu, İslamcısı, ateisti hepsi bu saatte çocuğunu kaldırmış türklük yemini eşliğinde asimilasyon için okula gönderiyor.
Ortak kader ancak ortak mücadele ile aşılabilir.
Bu yazıyı bitirip sabahın 07:00’da hepiniz gibi kızımı, aşkımı, asudemi "türkün varlığına armağan etmek" için okula götürüyorum. Söylenecek söz kalmadı. İçim acıyor…
……….
ruhumdaki fırtınalar merihi usandırdı
Nuh'a haber eyleyinde gelsinde tufan görsün
m.ç.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.